take something for granted

  1. Fiil birşeyi sorgulamadan kabullenmek
  2. Fiil birşeyi sorgulamadan kabul etmek
  3. Fiil birşeyi sorgusuz sualsiz kabul etmek
  4. Fiil birşeyi sorgusuz sualsiz kabullenmek
  5. Fiil birşeyin doğru olduğunu varsaymak
  6. Fiil birşeyi doğru farz etmek
(a) itirazsız kabul etmek.
He took for granted all that his parents told him. (b) doğru kabul
etmek, olmuş gibi farzetmek, muhakkak saymak.
You take too much for granted: Herşeyi doğru kabul ediyorsun/olmuş bitmiş gibi farzediyorsun. (c) olağan/tabiî saymak, aksini düşünememek.
He took for granted that the invitation included his wife.